5 Nisan 2010 Pazartesi

USTA VE ÇIRAK..

Paylaş












Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştır. Bir gün çırağını tuz almaya gönderir. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan bu çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, yaşlı adamın dediğini yapar ama içmez ağzındakilerini tükürmeye başlar. Tadı nasıl? Diye soran yaşlı adama öfkeyle acı die cevap verir. Usta gülerek çırağı kolundan tutar ve dışarı çıkarır. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürür ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, usta aynı soruyu sorar. Tadı nasıldı?
Ferahlatıcı diye cevap verir çırak. Tuzun tadını aldın mı? Diye sorar yaşlı adam, hayır diye cevaplar çırağı, usta çırağının yanına oturur şöyle der: Yaşamdaki acılar da tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı aynıdır. Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acı olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sende artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.



Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder