18 Ekim 2010 Pazartesi

Dost





Bakıp cemal-i yare çağırırım dost dost

Dil oldu pare pare çağırırım dost dost

Aşkın ile dolmuşum zühdümü yanılmışım

Mest-i müdam olmuşum çağırırım dost dost

Mescid ü meyhanede, hanede viyranede

Ka'be'de büthanede çağırırım dost dost

Sular gibi çağ çağ dolaşırım dağ dağ

Hayran bana sol u sağ çağırırım dost dost

Geldim cihane garib, oldum güle andelib

Herdem ciğerler delip çağırırım dost dost

Dünya gamından geçip, yokluğa kanat açıp

Aşk ile daim uçup çağırırım dost dost

Aradığım candadır, canda ve hem tendedir

Bilir iken bendedir çağırırım dost dost

Gah düşerim mutlak'a, gah asl u geh mülhak'a

Bakıp kamudan Hakk'a çağırırım dost dost

Dolunmaz ol hal ü had min-el ezel ta ebed

Unulmaz asla bu derd çağırırım dost dost

Hep görünen dost yüzü andan ayırmam gözü

Gitmez dilimden sözü çağırırım dost dost

Derya olunca nefes parelenince kafes

Ta kesilince bu ses çağırırım dost dost

Ne yerdeyim ne gökde, ne ölüyüm ne zinde

Her yerde her zamanda çağırırım dost dost

Geldim o dost ilinden koka koka gülünden

Niyazi'nin dilinden çağırırım dost dost



Niyazi_i Mısri











Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder